Sıkça Sorulan Sorular

Dişeti kanaması, dişeti iltihabının en önemli belirtisidir. Kesinlikle bir diş hekimine görünülmelidir.

Beyazlatma işlemi sonucu kişinin diş yapısı başta olmak üzere çeşitli faktörlere bağlı olarak 6 ay-2 yıl arası sabit kalır.Beyazlatma sırasında ve sonrasında dişleri boyayan maddelerden uzak durulmalıdır.

Dişeti çekilmelerinin nedenine bağlı olarak tedavi mümkündür. Yanlış konumlandırılmış kuron köprüler, taşkın yapılmış ve dişetine baskı yapan dolgular yenilenirse, dişeti sağlıklı konumuna geri döner. Aşırı iltihabi durumlarda, eğer altta kalan kemik dokuda kayıplar varsa, dişetini geri getirmek bu kadar basit olmaz Böyle durumlarda ileri periodontal cerrahi tekniklerden faydalanmak gerekir. Çapraşık dişler nedeniyle oluşan bir dişeti çekilmesi, ortodontik tedavi sonrası dişlerin olması gereken yerlere dizilmeleriyle birlikte tedavi edilir. Dişeti çekilmelerinin tedavisi ile ilgili en doğrusu diş doktoruna muayene olarak, bulunan sebebin tespitinden sonra doğru tedavinin uygulanmasıdır.

İmplant tedavisi en iyi tedavi yöntemlerinden biridir.İmplant ile ağız kanserinin hiçbir ilişkisi yoktur.İmplant tedavilerinin başarısı %98 dir.İmplant tedavisinde hastanın hem genel sistematik durumunu değerlendirmesi  hastayı, hem implant öncesinde hem de implant sonrasında mutlaka bilgilendirmesi ve ağız bakımını öğretmesi çok önem taşır.

Diş protezlerini gece çıkarmak gerekir. Gece boyunca ağızda tükürük salgısı azalır. Protezin de ağızda tutulması ile çeşitli mantar hastalıkları oluşabilir.

Cerrahi operasyonun yapıldığı gün dikişli bölgelere dikkat ederek diş fırçalanabilir.

Porselen lamina ile, dişlerden çok az madde kaldırılıp (0.3-0.5 mm)  yapıldığından  dişin doğal renklerine çok yakın protezler elde edilebilir.

Belli bir aralığı yoktur.Muayeneler ve kontroller arası geçen sürede amaç dişleri ve ağız dokularını temiz tutmaktır. Bunun yerine 6 ayda bir hekim kontrolü daha uygundur.

*İçten gelen renklenmeler: Travma, uygun olmayan kanal tedavileri, amalgam dolgular, çocukluk dönemindeki süt dişi iltihaplanmaları, tetrasiklin lekelenmeleri, aşırı flor alımına bağlı renklenmeler.

*Dış faktörlere bağlı lekelenmeler: Ağız hijyeni iyi olmayan hastalarda görülen renklenmeler, sigara, tütün, puro renklenmeleri, uzun süre “klorheksidin” gargaralarını kullananlarda sarı-kahverengi lekeler, yaşlanmayla beraber görülen lekelenmeler.

Çok sert fırçalama, gebelikte hormonal değişimler, hatalı diş ipi kullanımı, sigara içme, enfeksiyon, kötü beslenme, kan sulandırıcı ilaçların kullanımı, C veya K vitamini eksikliği, diyabet, kalp hastalığı diyeti kanaması nedenleridir.

Porselen lamina  her hastaya uygulanabilir. Diş gıcırdatma,tırnak yeme, kalem ısırma gibi parafonksiyonel alışkanlıkları olan hastalara uygulanmaları sınırlıdır. Bu parafonksiyonlar ve çenelerinizinizin kapanış biçimi değerlendirilerek karar verilir.

Cerrahi işlemden sonra olan şişlikler operasyon bölgesinin  büyüklüğüne, cerrahi işlemin süresine, kişinin doku hassasiyetine  göre değişir. Genelde önemli bir şişlik olmaz. Morarma çok nadir görülebilir.

Ortodonti tedavisinden sonra braketler dişlerden çıkarılır, hasta tedavi sürecinde dişlerinin hijyenine dikkat ettiği sürece hiçbir leke oluşmaz aksi halde çürükler oluşabilir.

Dişeti hastalıkları, dişi çevreleyen dokuların iltihabıdır. Genelde ağrı olmaz.Kişinin dişeti hastalığının farkına geç varmasına sebep olur. Sağlığın bozulması ile öncelikle renk kırmızımsılaşır, diş eti hafif şişkinleşir ve diş üzerindeki sıkı sıkı tutunma özelliğini kaybeder. Diş üzerindeki tutunma bölgeleri bıçak sırtı formundan uzaklaşır. Ağız kokusu olmaya başlar ama herşeyden önemlisi fırçalarken ve /veya tükürürken yada sert bir gıda ısırırken kanama olur.

İmplantlar da, dişler gibi dişeti ve kemik ile ilişkidedir ve bu yapılarda oluşabilecek rahatsızlıklar implantları etkiler. İyi bir ağız bakımı yapılamazsa, implantların çevresindeki dişeti iltihaplanarak doğal dişe benzer şekilde dişeti hastalıklarının oluşmasına ve implantların kaybedilmesine varan sorunlara neden olur. Doğal dişlere olduğu gibi, implantların çevresine de doğru bir ağız bakımı uygulayıp, rutin kontrollere gittiğinizde; implantlarınızı uzun  süre sağlıklı bir şekilde kullanabilirsiniz.

Risk taşımayan tedaviler özellikle ikinci trimesterda(4-6.aylarda) yaptırılır.

Ağız kokusunun en görülen sebebi diştaşına bağlı oluşan dişeti iltihabıdır.Düzenli diş fırçalamamak ve diş çürükleri de ağız kokusu sebebidir. Tam sürmemiş 20 yaş dişlerinin etrafında biriken plağın temizlenmesi çok zor olduğu için de kötü bir kokuya sebep olur.

Diş taşı temizliği sırasında kullanılan ultrasonik aletler sadece diş yüzeyindeki eklentilere etki eder. Dişlerinizde herhangi bir zarara, çatlamaya sebep olmaz.

Çay ve kahvenin çok tüketimi dişlerde sarımsı kahverengi lekelere neden olur. Bu estetik bir kayıptır.Bu alanlar  ağız hijyeni yetersiz hastalarda diş taşlarının tutunacağı birikim bölgeleri haline gelir ve dişeti hastalıklarının oluşmasına neden olur. Çay ve kahve tüketimi azaltılmalı, günde 2 defa dişler en az 2 dk süreyle fırçalanmalıdır.

Ortodontik tedavi her yaşta yapılır, ama yaşın özelliklerine göre farklı tipte tedaviler uygulanır.Ağızda hala süt dişlerinin olduğu dönemde, genellikle takılıp çıkartılabilen plaklar ile tedavi yapılırken; sürekli dişlerin ağızda olduğu bütün yaşlarda, dişlere yapışan sabit teller ile tedaviler yapılır.

Düzenli hekim kontrolü, çocuğun hekim ile ilişkisinden kaynaklanan sorumluluk alma, diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çocuğun ileriki yaşlarda rahat etmesini sağlar. 6-8 ayda ilk süt dişleri sürmeye başlar. Süt dişlerinin sürmesi ile birlikte temizlik işlemi de başlar. Anormal bir durum yoksa  ilk diş hekiminin muayenesi 2 yaşına kadar bir kere yapılmalıdır. Daha sonra kontroller düzenli olarak 6 ayda bir yapılır.